Ölüyorum Yüreğimden

Bir gün ayakkabılarımı çözüpSana koşmaktaydım yalın ayakHeyecanımı kustum kıl köklerimdenIşıklar eriyip akıyor gece başlayıpSana kavuşana değinGözlerim omuzlarına dalıyorGözlerim seni saklıyor kendimdenUtanıyorum işte bu yüzden sessizimUtanıyorum kendimden işte bu yüzdenDinlemek zorundayız asılı saatlerin tiktaklarınıBir çarşaf gibi pürüzsüz alnının ardındaZihnine balyoz gibi inenSaatlerin tiktaklarınıSusuyorum yine de bağrımı kapayıpBırakıp gitmeyeyim diye kucağınaÖlmek ile ölmemek arasında bir ince çizgideYumruklanır…

Sesini Unutabilirsin

Kıramadığım bir döngüyüm ben Seni girdabıma Çekiyorum, çekiyorum, boğmadan Gömmeden okyanusun karanlıklarına Aynı dalgalar ve fırtınalarda Dönüp duruyorsun aklını kaybedinceye dek Benden kaçmak istemen haklı Sonunda fırtınasız ve güneşli Bir sahil bulmak istemen de haklı Senin sükunetinde ilahi bir dinginlik Hep salık veriyor belli bir inzivayı Fakat bende dinginlik yok, hep ama hep Bir savaş…

Sana Çok Benziyorum

Seni görebilmek, duyabilmek ve tenin Senin ve Kutsallığı kendiliğindendir sevmenin Seni içebilmek ve tadabilmek, uçabilmek Bunlar bizi özgür kılıyor Yanında saatler yok Yalnızca bir boşlukta akışıyoruz İçin için gülmeni bekliyorum İçip içip düşünüyorum kutsallığını Baş ucumda kalsan ve hatta Dudaklarımdan hiç ayrılmasan da Seni özlemek istiyorum Çünkü o vakitlerde afaki yalnızlıklar Beni göğsüm huzur doluyken…

Durmaksızın Bir Çark Gözlerinde

Durmaksızın bir çark gözlerinde Kaderimi vuruyor tam on ikisinde Belki bir gecenin, bir dart tahtasının Bir barın on ikisinde On ikimde başladığım şu tüy ve mürekkep Sana gelince kurur Sevdim mi ben dururum Sen yaz dersin bırakma Ellerimi bırakmak ister misin hiç Ben çeksem bile Gönlünü durmaksızın yazdığın gibi bana Not al beni düşündüklerini Bana…

Oturdu Geçmişe Tapınmam

Dün bizlerin yolu geçti Şu baş ucumuzdan genzimize Boğazımda bir kuytudan seslendin Adına titremedi ses tellerim Ne zaman düşünecek olsam seni Başkasının hatrını yudumlardın o sıra Nasılsa sesin yer etmişti kulağıma Hep dinleyip sustuğum bir ses Uğultulu, korkunç ve neşeli Dün karabasanlar sandım İşte o halde tam yarı felçli Hafiflemiş alnımın ortasına mıh gibi Oturdu…

Biz Bir Oyuncak

Bir oyuncaktıkÇift yaratılmışÇocuklara kalmıştıkBazen bir aradaBazen uzaktaAma bilirdi herkeslerSen vardıysanBen de vardımBiz vardıkBiz bir teoriydikHikayemiz vardıBoyanabilir saçlarımızKırılabilir bacaklarımızYalnız kanımız canımızBir o yoktu yaO da işte çocuklardıBiz olduk muyduBir çocuğun elindeBazen uzun vakitlerdeBazen kısacaOynaşırdıkBir oyuncaktık bizÇift yaratılmışBir çocuk neydi iseBiz de o kadardıkSen varsan ben deKesinlikleKesinlikle olmalıydımBazen yarınKimi zaman aylar sonraBiz bir idealdikHer şeyimiz vardıRenkli gözlerimizİnsansı…

İyisiyle Hırçınıyla

Ben öldüm günaydınSabaha kalmadan ellerimBir boynuna başparmağımBir de dudaklarınaİşaretlemiştim seni hint kınasıylaEvet kuzum mahşer içinYa orada bulamazsam seniİşte o yüzden ısırdığım morluklarBu yüzden delice sevişmelerimizSesimi tanımazsan diyeydiKulağında patlayan çığlıklarMıh gibi kazı ve küpe diyeTak kulaklarınaOrada bile kaybetmekten korktum seniDaha şimdidenGeç bile kalmışızBen öldümSana günaydınAkşama kalmadan gözlerinToprağımı yıkayacakHatırlayacaksın hatta beniİyisiyleHırçınıylaKaldırıp baktığında gözlerini gökyüzüneOrada bir yerdeyim mutlakaBen…

Öpüşürken Sabaha Karşı

Ayaklarımız su toplarkenNehrin kenarından sessizce yürüyoruzÇakıl taşları yukarı aşağıKulaklarımızda tencere tava gibiÇiling çing çalıyorTaburelerimiz nehre yuvarlanıyorSonra akıp bir şehir boyu gidiyorFark etmemişiz bileSesinden bir bektaşilik akıyorNehrin tersine yürümeye başlıyoruzOradan şaha mı varıyorduk neydiSanki sonu ölümle bitenSürükleyici bir roman oluyordukAncak sabaha karşı bitebiliyordukNehir de bize yürüyordu şimdiŞılınk şınk akıyorduSahipsiz bozukluklar gibi çekiciKendi kendine yuvarlanıyorduAyaklarımız su toplarkenBiz…

Lav Gölünde Karanfil

Sensin güruhun toplu inleyişiÇığlıklarından saçılır tiz ateşBağırsaklarından dökülür tenyalarTığlanmıştır damar örgüleriBak bu gördüğün bir vatanın işgaliNe olacaktıKanlıdır ihtilallerAcımasızdır düşman süngüleriSensin umudumTuz ruhudur gözyaşların ve kezzapSırtlan derisi bir kitapsınBeş köşenin ortasındaKurban ettiğin yaralarımVe nihayetinde ne olacaktıÖlümlüdür sevmelerKulaklarında büyürken zakkum kımıldanırkenBoynunda ilk günahın mizanseniBak bu gördüğüm cehennemTanıdık sanki evim gibiAteşim yükselip dökülüyor göğsündenKaranfil büyüyorEvet boy veriyor lav…

Düşünmenin Katran Kuşlukları

Çınlıyor saatiSeni tanıdığım günüDüşünmenin ve özlemeninKatran gibi ciğerime dökülen saçlarınıKuşlukları, tanları, gün batımlarını veGünün içinde bir ânı işteYa da bir altın saati fotoğraf karelerindeAyaklarımı sürüyüp değilKoşarak gelmenin tenineSeni istiyorumFakat korkuyorumŞu gece karanlığındanSürü köpeklerdenVe ne konuştuysak seninle bir ateşin gövdesindeÇığlık çığlığa yanarkenBacaklarınken bu sefer bir zincir değil deBelimde bekletip sayıklattığınŞimşek kadar gürültülü ya da bir çığBelki…